73 Şırnak

Şırnak İlçeleri


İl sınırları içerisindeki yerleşimin M.Ö 7000’lere kadar uzandığı bilinmektedir. Şırnak’ın adının kaynağıyla ilgili olarak kesin bir bilgiye sahip olunmamakla birlikte çeşitli rivayetler bulunmaktadır.
Bu rivayetlerden en bilineni, Nuh Tufanıyla ilgili olduğu görüşüdür. İslam inanışına göre, Tufandan sonra Nuh’un gemisi Kur’an-ı Kerim’de Hud Sûresinin 44. ayetinde “Ey arz suyunu yut, ey gök sende tut denildi su çekildi ve gemi Cudi Dağının üzerinde durdu” şeklinde anlatılmaktadır. O dağdan inen ilk grup önce Heştan (Yoğurtçular Köyünü), Nuh peygamberin de içinde bulunduğu diğer bir grup ise bugünkü Şırnak yerleşim birimini kurmuştur.
Önceleri Nuh’un Şehri anlamına gelen “Şehr-i Nuh” adı verilen bu kentin adı zamanla değişerek “Şernah”, “Şırnek” ve günümüzdede “Şırnak” halini almıştır.
16 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı kanunla Siirt ilinden ayrılarak Türkiye'nin 73. ili olmuştur. Aynı kanunla Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Güçlükonak bucağı bu ilin ilçesi olmuş, ayrıca Mardin'in İdil, Cizre ve Silopi ilçeleri buraya bağlanmıştır.


Beytüşşebap
Beytüşşebap, kelime anlamı olarak Beyt ve Şebap kelimelerinden elde edilmiş Arapça bir birleşik isimdir. Gençlerin evi anlamındadır. Havası ve suyu sağlıklı olduğundan bu topraklara daima genç kalanlar anlamında olmak üzere Beytüşşebap denilmiştir. Beytüşşebap tarihi eskilere dayanır. TA’NİN Dağlarından M. Ö. 1000-7000 yılları arasında Neolitik dönemlere ait kayalara kazınmış resim ve kompozisyonların bulunması, ilçede 12. 000 yıl öncesi insanların yaşadığı ve yerleşik bir düzenlerinin olduğunu gösterir. Ancak yörenin dağlık ve engebeli oluşu gelişmesine mani olmuştur. Yöre insanı bu kayalara kazınmış figürlerden de anlaşılacağı üzere hayvancılık, avcılık ve tarımla uğraştığını gösterir. İlçe Asur, Babil ve Medler döneminde BOTAN bölgesinin yaylaları olarakta kullanılmıştır. X. Yüzyılda COLEMERG bölgesinin Hakkari boyunun Pinyaniş aşireti yörede yerleşik olduğunu islam tarihçileri yazmaktadır.
Beytüşşebap İlçesi XIX. Yüzyıl sonlarında Van ili Hakkari livasına bağlı bir ilçe iken, 7 nahiyesi ve 46 köyü vardı. 1. Dünya savaşında Rus işgaline uğradı. 1917 yılında Rusların geri çekilmeleri ile işgalden kurtuldu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ilçe olan Beytüşşebap bu sefer Siirt iline bağlandı. 1936 yılında ise Hakkari’ye bağlandı. 1990 yılında Şırnak’a bağlandı.


Cizre
Cizre demir çağında Kumme (Kumaha, Kummuh, veya Qumaha, Qumenu) krallığının merkeziydi. M.Ö 10. Yüzyılda şehir, Musul ile beraber Uygarlığın merkeziydi.
M.Ö 2000 yılından itibaren, Babil, Araplar, Asurlular, Medler, Kürtler, Persler, Selevkos ve Sasanilerin; İslamiyetin bölgeye gelmesi ile beraber Emevi ve Abbasilerin hakimiyeti altında kalmıştır. 1096 yılında Büyük Selçuklular müteakiben emir ve şeyhliklerle idare edilen Cizre 1627 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir. Cizre beyliği önceleri Diyarbakır Sancak Beyliğine bağlı iken 1841 yılında Musul'a bağlanmıştır. Milli mücadele döneminde büyük başarılar gösteren Cizre'ye Fransızlar gelip şehri savaşsız teslim almak istemişlerse de, halkın direnişi ve silahlanmayı görerek işgalden vazgeçmişlerdir. İslamiyet'in Cizre'ye girmesi ile birlikte şehre yarımada anlamına gelen Cezire adı verilmiş, Cumhuriyet döneminde ise küçük bir düzeltmeyle Cizre olarak değiştirilmiştir. Önceleri Mardin iline bağlı bir yerleşim birimi iken 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı yasa ile Şırnak iline bağlanmıştır.


Güçlükonak
Güçlükonak İlçesi daha önce Eruh İlçesine bağlı bir köy iken 09.05.1990 tarih ve 3644 sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı Kanun ile İdari bağlılığı değiştirilmiş ve Şırnak İline bağlanmıştır.
İlçemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Dicle bölümünde Şırnak İlinin batısında yer almaktadır. Doğuda Şırnak İli, Batıda Dicle Nehri ve Dargeçit İlçesi,Güneyde Dicle Nehri ve İdil İlçesi, Kuzeyde ise Eruh İlçesi bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 550 km² yüzölçümünde olup, İlçenin rakımı 950 m’ dir. İlçenin Şırnak İl Merkezine uzaklığı 70 km Cizre İlçesine Uzaklığı ise 46 km’ dir.
Daha önce Eruh ilçesinin Fındık Bucağına bağlı bir köy iken; Fındık bucağının 22, Bağgözü Bucağının 5 köyü 1990’da bir araya getirilerek Merkezi Güçlükonak Köyü olmak üzere ilçe konumuna getirilmiş ve Şırnak İline bağlanmıştır.
Finik kalesi ve surları, Belkısana Kaplıcaları(Hesta), Timurun Pençeleri, Feqiye Teyran Medresesi gibi tarihi yerlere sahiptir.


İdil
İdil ( Beth -Zabdai ) Azech, Hezex, M.Ö.500 ‘lü yıllarda yaşamış olan Suriye'de bulunan Tedmur olarak bilinen Palmira Kentinin Kraliçesi Zenobyanın eşi Zabdai bu bölgede ( İdil, Kuzey Suriye ve Musul’a ) hakimiyetini sürdürmüştür. Bu günkü İdil-Beth Zabdai ( Zabdai’n Evi, Bereketin Evi, Mağdurun Evi ) adı ile bölgenin başkenti olarak biliniyordu. Kral Zabdai’n hakimiyeti M.Ö. 539 a kadar sürmekle birlikte Persler ile yapılan savaşta hakimiyet Perslere geçmiştir. Milat zamanında ise Romalılar ile Yunanlılar bölgeyi birlikte yönetmeye başlıyor. M.S.320 yıllarından sonra bölge Bizans İmparatorluğu hakimiyetine geçiyor. M.S. 700’ lü yıllarından sonra İslamiyetin yaygınlaşması ile birlikte bölgeye gelen Halifeler de bir dönem bölgede hakimiyet kuruyor. M.S. 1200 ile 1300 yılları arasında yapılan çeşitli savaş ve baskınlardan sonra Beth Zabdai ismi Azech olarak halk tarafından değiştiriliyor. Azech İsmi halkın bir çok savaş ve baskın yaşamasından dolayı Azech kelime anlamı ‘’ Direnen ‘’olarak biliniyor ve bu nedenle de bu ismi alıyor. Halkın geneli Süryani olup Süryanice konuşuluyordu. M.S.1200 ile 1400 arasında Artukluların bölgede ki hakimiyetleri nedeniyle dilleri yasaklanmış olup sadece Arapça diline müsaade edilmiştir. Halkın bugüne kadar Arapça bilmelerinin nedenlerinden bir tanesi de budur. Aynı dönem de Timur’un bölgeye gelmesi ve birçok tahribatı yapması da söz konusu dur. Halkın M.Ö. ki yıllarda Pagan dinlerini önemseyip bölgede çeşitli güneş tapınakları olduğu rivayet ediliyor. Görüldüğü gibi Asurlular, Persler, Yunanlılar, Romalılar, Araplar, Kürtler ve Türkler bölgenin tarihinde önemli roller oynamışlardır.


Silopi
Silopi’nin şimdiki ilçe yerinin adı Girik’tir. Girik tepecik anlamındadır. Cizre’nin bir köyü iken, 1960 yılında ilçe olmuştur. Silopi’nin kuzeyini kaplayan Cudi Dağı tam manasıyla bir tarihtir. M. Ö. 4000 yıllarından beri Silopi dolayları dünya tarihine damgasını vurmuştur.
Guti imparatorluğunun başkenti olan Bajarkard, Silopinin (Giriçolya) köyünün 5 Km göneydoğusunda bulunmakta idi. Cudi dağındaki heykeller Zaho Silopi dolaylarında çıkarılan heykeller hep Gutilerin izleridir. Cizrenin Kurtuluş köyü ile Şırnak’ın Kasrik Beldesi arasındaki Kızılsu ırmağı kenarında beyaz kayalara oyulmuş Kral-Kraliçe kabartmaları da Guti İmparatorluğunun izleridir. Silopi bölge olarak Guti, Babil, Med, Asur, Pers, Portlar, Sasaniler, İslam İmparatorluğu, Emeviler, Abbasiler, Eyyubiler. Zengiler, Artuklular ve Osmanlı egemenliğinde kalmıştır. Cudi dağındaki 6 adet Sanherip kabartması, Cizre hudutları içinde ise geminin durduğu yer şu anda Siloip sınırları tarafında kalmaktadır. Silopi bölümünde bulunan bu gemi yerinde 1 adet mescit kalıntısı, 3 sarnıç ve Nuh Peygamber (A. S) nın evinin temelleri bulunmaktadır.


Uludere
Bütün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olduğu gibi Orta Paleolitik ve Neolitik dönemlerin ardından M. Ö. 3000 yıllarında Tunç dönemini de yaşayan Uludere de M. Ö. 1000 yıllarından itibaren Urartu hakimiyeti dönemi başlamıştır. Daha sonra kısa süre Medler, Perslerİskender, Selökidler ve Roma-Part egemenliği dönemleri geçiren ilçede 193-297 yılları arasında Arsaklıların varlığı görülür.
297-638 yıllarında sasanlıların egemenliği ardından çeşitli ulusların akınları ile karşılaşan yörede 1054 yılından itibaren Türkmenlerin tarih sahnesine çıktığı görülmektedir. 1142 de İmadettin Zengi 1260 da da Hulagu’nun Hakkari yöresini ele geçirmesini izleyen yılların kargaşalığı yöre beylerinin 1349 da Karakoyun’lulara bağlanmayı kabul etmeleri ile durulur. Hakkari birliğinin kurulmasından sonra buraya bağlanan yöre halkı daha sonra 1386 da Timur ordularının ezici egemenliğini tadar. Bir asırdan fazla bir süre belirsiz karışıklıklara sahne olan yörede 1502 yılından itibaren Satevi etkinliği başlar. 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman padişahlığı döneminde Osmanlı imparatorluğuna bağlanan Uludere, İmparatorluğun egemenliğinde Cumhuriyet’e kalırlar.
Yöre Cumhuriyetin ilanından sonra bucak haline getirilerek, Beytüşşebap ilçesine bağlanır. Daha sonra ise 27 Haziran 1956 tarihinde yürürlüğe giren 7033 sayılı kanunla ilçe haline getirildi. 18 Mayıs 1990 tarihinde da Şırnak’ın il olması ile Şırnak’a bağlandı.